(bkz: david lynch the art life)
Film kurgusu ile
Andrei Tarkovsky'nin şiirselliğinden ve
Michael Haneke'nin gerçekliği arayışından ayrılan Lynch, Amerikan sinemasının en önemli yönetmenlerinden ve
Film Noir akımının önde gelen temsilcilerinden biridir. Lynch'in filmlerinde hiçbir şey göründüğü gibi değildir. İşlediği temalar, anlatım tekniği ve sık kullanılan rüya/kâbus sekansları "
bilinçdışının yönetmeni" olarak nitelendirilmesine neden olmuş ve eserleri daha çok psikanalitik açıdan incelenmiştir.
---
spoiler ---
David Lynch'in,
Twin Peaks televizyon dizisinde, Odunlu kadın"
şizotipik bir kişiliği andırır. Evinde, kollarının arasında hep bir odun taşır, odunla konuşur ve odundan telepatik mesajlar alır. Bu hoş dizi, beliren tuhaf görüntülerle, doğaüstü işaretlerle, yerli büyüleriyle, bedensel değişimlerle, dehşet veren kabuslarla, tepeden tırnağa şizotipik bir ortamda geçer. Dizinin kahramanı, FBI ajanı Dale Cooper bile tuhaf inanışlara ve usa uymayan davranışlara sahiptir (Her gün düşüncelerini Dian adında bir sekretere hitap ederek bir teybe kaydeder. Aslında böyle bir sekreter de yoktur)
---
spoiler ---
(bkz: zor kişilklerle yaşamak)
---
spoiler ---
Onun ilk filmi olan
Eraserhead’in yayınlanmasından sonra, filmin travmatik etkisiyle ilgili tuhaf bir söylenti dolanmaya başlamıştı:
"O dönemde, filmin ses kaydındaki aşırı düşük frekanstan bir vızıltının seyircinin
bilinç altı zihnini etkilediği söylentileri yayılmaya başladı. Herkes duyulmuyor olsa bile, bu sesin bir huzursuzluk, hatta bulantı hissi yarattığını söylüyordu. Bütün bunlar on yıl önceydi ve filmin adı da Eraserhead’di. Şimdi dönüp geriye baktığımızda, David Lynch'in ilk uzun metraj filminin insanları açıklamalar uydurmaya yönelten çok yoğun bir sessel ve görsel deneyim olduğunu söyleyebiliriz... bu uydurmalar duyulmayan sesler duyma noktasına dek varmıştı.”
Kimsenin algılayamadığı, ama yine de bize hakim olan ve maddi etkilere (huzursuzluk ve bulantı hisleri) yol açan bu sesin konumu, gerçek olanaksızdır: o, temel fantezinin Öteki Sahasında dile getirildiği için öznenin duyamadığı sestir - ve Lynch'in bütün yapıtı da izleyiciyi "
duyulmayan sesler duyma noktasına" getirmeye ve böylece temel fantezinin komik dehşetiyle yüzleşmeye yönelik bir çaba değil mi zaten?
(bkz: Slavoj Zizek)
---
spoiler ---